Sırp Kasabı ARKAN

|

Uluslararası Kızılhaç Örgütü’nün rakamlarına göre sadece 1992-1995 yılları arasında 200 bin Boşnak hayatını kaybeder ki çoğuna Arkan’ın kaplanları ve akrepleri imza atar. Bunca kanı dökmek sıradan haydutların boyunu aşar, mutlaka “bir yerden” arkalı olmalıdırlar.

Arkan’ın en büyük sponsoru Dafina Milanoviç adlı bir banker kadındır. İsrailli ortaklarıyla “büyük işler” çeviren Bayan Dafina, Slobadan Miloseviç iktidarına sınırsız desket sağlar.

Arkan ve hempaları yaptıklarının yanlarına kalacağını sanır, cinayet işlerken kameralara el sallar, olmadı sigara söndürür, cesed tekmeler, kafataslarıyla top oynarlar. Ancak USSM (Uluslararası Savaş Mahkemesi) kapıya dayanınca kıvırmaya başlarlar. Nitekim İngiltere’nin ünlü haber kanalı SKY TV’ye konuşan Arkan, Velika Krusa’da bulunan toplu mezarı üstlenmekten kaçar, “ben ve kaplanlarım, asla Kosova’ya gitmedik” der, kefeni yırtmaya bakar. Hakkında suç duyurusunda bulunan USSM Başsavcısı Louise Arbour’a “fahişe” diye bağırır, sıkıştıkça ağzını bozar.

İltimaslı mafya
Arkan’ın adamları ülkeyi kurutunca Avrupa’ya açılır, silahlı soygunlar yaparlar. Paris’ten, Berlin’den çaldıkları lüks arabalarla bey gibi dolanır, hava atarlar. Interpol çaresizdir, zira Sırbistan kabile mantığı ile yönetilir, hakimler taraflı, polisler militandır. Adalet Bakanı bile kanun nizam tanımaz.

Aslında Arkan tarzında çok adam vardır ama bu uyanık medyayı kullanmasını bilir ve akranlarına fark atar. Mesela ünlü savaş muhabiri Christiane Amanpour’u tehdit edince bütün haber kanallarında yer alır ve isim yapar. Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya namı âlemi tutar, koca koca komutanlar, bakanlar, mebuslar ayağına takılmaktan korkar olurlar.

Savaşın ardından Arkan mafyası ihale göçürmeye başlar, devlet içinde devlet kesilir, Bakan gibi Spiros Kipriyanu’yu ağırlar. Rum liderle kol kola girer, sarmaş dolaş objektiflere sırıtırlar.

Yeni imaj
USSM ağırlığını koyunca Arkan imaj değiştirmek zorunda kalır. Kendine “itibarlı iş adamı” görüntüsü verir, 3. Ligde oynayan bir Belgrad takımını (Obilic) satın alarak sempati toplamaya bakar. Obiliç oyuncuları komando eğitiminden geçer, rakiplerinin belini kırarlar. Diğer takımlar gol atıp da başlarına iş alacak değillerdir ya, onlara karşı mahsusçuktan oynar, şirrete bulaşmazlar. Zaten hakemler 12’inci adamları kesilir, düdükleri hep onlardan yana çalar. Hasılı ellerini kollarını sallayarak şampiyon olur, ikinci lig, birinci lig derken kupaları kaldırırlar. Ancak UEFA bu şaibeli takıma yurt dışında müsabaka izni vermez, Obiliç’i yok sayar.

Miloseviç’in gölgesinde gemisini yürüten Arkan, uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık işine de el atar. Ambargo altında inleyen Sırbistan’da karaborsa piyasasını ele geçirir, sadece petrol işinden servetine servet katar.

Ceca’yla
Peki parayı bulan bir Sırp ne yapar? Tabii ki genç ve güzel bir manita bulur, karıdan kurtulmaya bakar. Nitekim Arkan da sahneye ince bir tül ile çıkan ve sesinden ziyade vücuduyla tanınan Svetlana (Ceca) ile düşüp kalkmaya başlar. Ceca onu masaya oturtmayı başarır, dillere destan bir düğün yaparlar.

Arkan sıradan bir gangsterdir, düz düşünür, kafası ince dengelere basmaz. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Miloseviç aleyhinde şehadet karşılığında af vaat edince sazan gibi atlar. Nitekim Avukatı Giovanni di Stefano, Arkan’ın sunacağı belgelerin Miloseviç’i sanık sandalyesine oturtacağını açıklar.

Ancak piyasanın tek çakalı o değildir, Milo’nun adamları onu en güvendiği yerde (Belgrad Intercontinental Oteli’nin lobisindeki hususi köşesinde) sıkıştırır kafasına sıkarlar. Cesedine tükürür ve hadise mahallinden ellerini kollarını sallayarak ayrılırlar. Derin Sırplar karşılarına çıkana acımaz, destiyi su yolunda kırarlar.

Arkan’ın partisi (Sırp Birlik Partisi) lidersiz girdiği seçimlerde oyların % 5.3’ünü elde ederek mecliste 13 sandalye kazanır. Uzmanlar bu rakamı hâlâ kan dökmeye meraklı olanların sayısını vermesi açısından “manidar” bulurlar.

Kirli miras
Arkan’ın dudak uçuklatan serveti, eşlerini birbirine düşürür. Özellikle Belgrad’da bulunan ve fiyatı milyon dolarla ifade edilen ultralüks villa için, eski eşi Natalia Martinoviç ile şarkıcı Ceca arasında amansız bir kavga başlar. Hele Ceca’nın kızkardeşi Lidija Velickovic ablasının oturduğu villanın bahçesine yeni bir bina inşa ettirmeye kalkınca bardak taşar. Atina’daki bir başka malikanede yaşayan Natalia Martinoviç, Ceca’yı evrakta sahtecilikle suçlar. Diğer eşler (Arkan’ın dört karısı vardır) kavgaya karışmak için ilk raundun sonlanmasını bekler, yumruklarını sıkar, fırsat kollarlar.

Zira zikredilen miras bir kaç villayla sınırlı değildir, Arkan imparatorluğu Obilic Stadyumu’ndaki iş merkezinin, ihracat-ithalat şirketinin, sayısız butik ve pastanenin ve özellikle Karadağ’da bulunan değerli gayri menkullerin sahibidir. Düşünün henüz aklanamayan paraları, bakanlık bütçesini aşar.
İyi de toprak altında ...

Paran olsa neye yarar?